İSTANBUL (İGFA) – Pandemide başlayan toplu taşımadan kaçış, tüketicilerde araba sahibi olma motivasyonunu artırırken, bir yandan ülkemizde yatırım maksadıyla da satın alınan arabalarda, paha kaybının önüne geçmek ismine bakımlara değer verilmesi, yedek modül ve servis gereksinimleri da artırdı.
Türkiye araç parkının ortalama yaşının 15 olduğunu hatırlatan kesim temsilcilerinden Saim Aşçı, yaşlanan parkla birlikte ülkemizdeki yedek kesim gereksiniminin katlanarak büyüdüğünün altını çizdi:
Otomobiller eskidikçe, hayat döngülerinin gereği olarak yedek gereksinimlerinin da arttığını belirten Aşçı, “Covid-19 ile başlayan ferdi araç sahibi olma trendi ile ikinci el araçlara olan talep eklenince, yalnızca ülkemizde değil, tüm Dünya’da istikrarlı büyüme gösteren bir pazar ortaya çıkıyor. Dünya çapında ise ortalama araç parkı yaşı 12,5 yıl, bu da yedek kesimin ehemmiyetine işaret ediyor.” dedi.
Avrupa ülkelerindeyapılan kapsamlı araştırmalara atıfta bulunan Aşçı, hala offline kanalların yedek kesim tarafını domine ettiğine, lakin online kanalların istikrarlı büyüme gösterdiğine de dikkat çekti.
YEDEK MODÜL DALI 2030’DA 1 TRİLYON DOLAR BEDELE ULAŞACAK
Satış sonrası hizmetlerinin temelini oluşturan yedek kesim kesiminin Amerika’da ve birçok Dünya ülkesinde kıymetli bir ivme kazandığını hatırlatan Saim Aşçı, “Globalde bu ivmenin 2030 yılına kadar devam edeceğini öngörüyoruz. Geçen yıl 700 milyar dolar olarak ölçülen pazar büyüklüğünün 2030’da 1 trilyon dolar bedele ulaşacağı bölüm tarafından öngörülüyor. Ülkemizde ise durum biraz daha farklı ilerleyecek üzere görünüyor. Parka dahil olan yeni araç sayısı ortalama her yıl 800 bin – 1 milyon aralığında gerçekleşirken 10-20 yaşındaki arabalar halenyoğun bir halde kullanılıyor ve servis muhtaçlıkları her geçen yıl artıyor. Türk tüketicisi alışkanlıklarını koruduğu takdirde içten yanmalı motora sahip araçlar için yedek modül gereksinimi 2040 yılına kadar devam edecektir.” yorumunda bulundu.