KAYSERİ (İGFA) – Başkan Gülsoy, yaptığı yazılı açıklamada, “Ağustos ayı prestijiyle uygulanması istenen enflasyon muhasebesinin, iş dünyası açısından haksız bir vergi yükü oluşturduğu ve küçük işletmelere büyük ziyanlar vereceği açıkça görülmektedir. Uygulamanın tekrar ele alınıp ivedilikle düzeltilmesi gerekmektedir. “ dedi.
İş dünyasının içinde bulunduğu kuvvetli ekonomik şartlara karşın yatırım yapmaya devam ettiğine vurgu yapan Gülsoy, “Firmalarımızın birden fazla yatırımlarını dış kredi ile borçlanarak yapmaktadır. Yatırımlar ve işletme masraflarının yüzde 75-80 oranındaki kısmı borçla finansa edilmektedir. Bundan ötürü birçok firmaların bilançolarında öz kaynakları az, borçları ise çoktur. Bu durumda firmaların öz kaynaklarının kâfi seviyede olmaması nedeniyle, enflasyon değerlemesi yapılan periyotlarda nakdî olmayan etkin kıymetlerin yani sabit değerler ve yatırım harcamalarının değerlemesinden kaynaklanan paha artışları vergiye tabi olacak devir karının artırmasına yol açmaktadır. Yatırım yapan şirketlerde olmayan, kağıt üzerindeki kardan vergi alınmak istenmesi, gerçek çıkardan vergi alınmayıp, fiktif kardan vergi alınması hakkaniyete karşıt olmaktadır. Finansal olarak sıkıntı durumda olan firmalarımızın fiili olarak tahsilatı olmayan enflasyon düzeltmesi kaynaklı meydana gelen artışlar sebebiyle ek bir vergi yüküne muhatap edilmek istenmesi, krizin tesirlerini daha da derinleştirecektir. Bu durum borçlu ve yatırımcı firmaların mağduriyetini de artıracak ve birtakım yatırımcı firmaların vergi borcu nedeni ile yatırımlarının durmasına ve altından kalkılamayacak bir ekonomik zorluğa sebep olacaktır. Yatırımcı inancının zedelenmesi, sermaye maliyetlerinin artması, şirketlerin finansal sıhhatinin zayıflaması ve milletlerarası rekabet gücünün azalması, bu çeşit bir vergi siyasetinin doğurabileceği ziyanlar ortasındadır. “ tabirlerini kullandı.
Reel kesimin üzerindeki baskıyı artıracak bu uygulamanın, iş dünyasının mevcut uğraşlarını daha da zorlaştıracağını belirten Gülsoy, “Özellikle gerçek kesimin 2024 ve 2025 takvim yıllarında yapılacak enflasyon değerlemesinde oluşacak kar yahut zararın, finans kurumlarında olduğu üzere, vergiye tabi yararın tespitinde dikkate alınmaması gerekir. Vergi, oluşan matrahtan alınmalıdır.” dedi.
“HAKSIZ VERGİYİ YÜKLENECEK İMKÂN YOKTUR”
Gülsoy, iş dünyası ile iktisat idaresinin bu mevzuyu daha geniş açıdan değerlendireceğine inandığını belirterek kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin ekonomik istikrarı için alınan her türlü kararı destekliyoruz. İş dünyamızın bu güçlü süreçte umut ve morale muhtaçlığı var. Bütçe açığı kapatma muhtaçlığı elbette tartışılamaz. Lakin bu açık kapatılırken işletmelerimiz üzerine binen ağır yükün adil olup olmadığı da sorgulanmalıdır. İş dünyamızın finansal zorluklarla, yükselen maliyetlerle, giderek daha da zorlaşan rekabet şartlarıyla ve istihdam ortamının zorlayıcı faktörleriyle büyük bir uğraş verdiği bu şiddetli süreçte, bu ay uygulanması istenen enflasyon muhasebesinin oluşturacağı bu haksız vergiyi yüklenecek ne imkânı ne de durumu vardır. Enflasyon düzeltilmesi, süreksiz vergi devirlerinde uygulamaya başlandığında, küçük işletmeler için büyük felakete dönüşebilir. Büyük mükellefler, öz kaynaklarını güçlendirerek bu duruma hazırlanırken, küçük işletmelerimiz için birebir şeyi söylemek mümkün değildir. Vergi adaletini önemli manada zedeleyen bu uygulamada, büyük işletmelerin vergi yükünü azaltırken, küçük işletmelerin daha fazla vergi ödemesine yol açacaktır. İktisat idaremizin vergilendirme siyasetini tekrar gözden geçirmesinin elzem olduğunu, kararları alırken gerçek bölüm üzerindeki tesirlerini dikkatlice ele almasını ve dengeleyici bir yaklaşımla adım atmasını talep ediyoruz. “