İZMİR (İGFA) – İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Dr. Cemil Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bahsedildiği üzere en borçlu belediye olmadığının altını çizerken, “Vergi ve SGK borcu ise hiç yok” dedi. Tugay, idari tertip ve bütçe disiplini sürecinin devam ettiğini ve uyguna gidildiğini de vurguladı.
Kafa Radyo’da Güçlü Mete’nin sunduğu Kripto Odası programına 93. İzmir Enternasyonal Fuarı’ndan canlı yayınla katılan Lider Dr. Cemil Tugay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin SGK’ya en borçlu belediye olduğuna dair açıklamasına ait soruya karşılık verdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bahsedildiği üzere en borçlu belediye olmadığını vurgulayan Lider Tugay, “Vergi ve SGK borcu ise hiç yok. İZSU ve ESHOT’un da tıpkı halde yok. Belediyeye bağlı şirketlerin borcu var. Fakat tüm belediyelerin şirketlerinin borçları var. 2021 yılına kadar şirketlerin de hiç borcu yoktu. Daha evvel bakanlığa yapılandırma için müracaat yaptık lakin karşılık verilmedi. Öte yandan bu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ödeyemeyeceği bir borç mutlaka değil. İnsanlarımız müsterih olsun” diye konuştu.
İdari tertip ve bütçe disiplini sürecinin devam ettiğini ve düzgüne gidildiğini söyleyen Lider Tugay, “Yatırımları kısmadan, çalışanları mağdur etmeden bütçe planlamasını gerçek biçimde yapıyoruz. Borçlar ödenir. ‘Son aylarda şu kadar arttı’ beyanı da gerçek değil. Geçmiş periyot borçlarının faizleri bu periyot olmuş üzere algılanıyor olunabilir. Kendilerinden beklediğimiz şey şu; İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve bu ülkenin tüm belediyeleri de bu ülkenin beşerlerine hizmet eden kurumlardır. Onları zora sokmak değil, varsa bir sorun onların tahliline yardımcı olmaları gerekir. Bu türlü bir yaklaşımı bekliyoruz. Ben bu mevzuda umutsuz değilim. Aklıselim davranacaklarını düşünüyorum. Ülkedeki ekonomik krizin, pahalılığın sebebi belediyeler değil. Hepimiz bu yükün altına girip vatandaşımızı rahatlatmaya çalışıyoruz. Özel şirketlerin vergi affına, SGK affına tek söz etmeyip vatandaşa hizmet eden kamu kurumları olan belediyelere tehdit edici cümleler kurmak anlaşılır değil. Uygulamada bunun bu türlü olmayacağını düşünüyorum” dedi.
“GENÇLERİMİZ GELECEKLERİNİ PARLAK GÖRMÜYOR”
Mete’nin gençlere yönelik çalışmalar hakkındaki sorusuna ise Lider Tugay, “Gençlerimiz geleceklerini parlak görmüyor. Yurt dışına göç etmek istiyorlar. İzmir için de emsal bir durum kelam konusu. Bunu değiştirmek için çalışıyoruz. Gençler düzgün bir eğitim almak, meslek sahibi olup ömürlerini âlâ bir gelirle sürdürmek istiyorlar. En sorunlu alan bu. Eğitim ve meslekten sonra da toplumsal faaliyetler, kültür sanat alanlarında tatmin olacakları bir kentte yaşamak istiyorlar. Bunu karşılayacak programları uygulayacağız. Gençlerimizin yabancı lisanlarını geliştirmeleri, dijital ve yazılım mevzularında gelişmeleri, spor yapmaları, kültür sanat faaliyetleri içinde olmaları, yeteneklinin geliştirilmesi için başka ayır programlar hazırlıyoruz” dedi.
Üniversite gençlerinin barınma sorunu olduğuna da dikkat çeken Lider Tugay, “Şehrimizde iki misafirhanemiz var fakat daha fazlası için proje çalışması yapacağız. Çokça yeni yurt yapmayı istiyorum. Gençlerimizin barınmalarını desteklemek için maddi dayanaklar sunuyoruz. Öğrencilerimiz için Eğitim Dayanakları Şube Müdürlüğü’nü kurduk. Bu müdürlüğün ideolojisi, kimin neye gereksinime varsa onunla ilgili müracaatta bulunabiliyor. Muhtaçlık oranında her öğrenciye farklı dayanakta bulunduğumuz, daha bireye özel bir dayanak programı uygulamak istiyoruz. Her bahiste talepte bulunabilirler. Barınma, nakliye hizmeti, çamaşırhane, yemek takviyelerini de vermeye devam ediyoruz” diye konuştu.
“İZMİR’İN ÖRNEK BİR KENT OLMASI İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM”
Başkan Tugay, dinleyicilere şu sözlerle seslenerek konuşmasını sonlandırdı: “Bazen nitekim insanı sıkan, ümitsizliğe kaptıran şeyler yaşıyoruz lakin bir halde bunu atlatabileceğimize dair inancımız olduğuna inanıyorum. Birbirimizi motive etmeye, yeterli şeylerin olacağına inandırmaya muhtaçlığımız var ve bu motivasyonla çokça çalışmaya gereksinimimiz var. Kimseyi ayırmadan, tartışmaları geride bırakarak samimi biçimde, yürek yüreğe çaba etme vakti olduğunu düşünüyorum. Biraz dikkat, biraz iştirak, biraz katkı, biraz sahiplenme ve aidiyet çok şey değiştirir. İzmir’in örnek bir kent olması için elimden geleni yapacağım. İzmir’i; taşı üzere, ağacı üzere, değişmez bir kesimi üzere yaşadım. Ona derin bir sevgi ve hürmet ile bağlıyım. Ben elimden geleni yapacağım lakin herkesin takviyesine muhtaçlık var.”