Ruh sağlığı izinlerinde artış

İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, çalışanların “ruh sıhhati izni” konusunu kıymetlendirdi.

Uluslararası tahlillere nazaran son yıllarda çalışanların büyük çoğunluğunun yıllık müsaadelerini “ruh sıhhati izni” olarak kullandığına yönelik bilgilerin olduğunu söz eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Özellikle 2017’den 2023’e kadar ruh sıhhati ile ilgili müsaadelerin yüzde 300 oranında arttığı bildiriliyor. İçinde bulunduğumuz çağdaş dünyada gerilim ve tükenmişlik arttıkça fizikî hastalıklar kadar ruh sıhhatinin da ön plana çıktığını görüyoruz. Artık ruh sıhhati bize kendini zorla hatırlatıyor. Covid-19 pandemisi, devam eden memleketler arası çatışmalar, savaşlar, toplumsal huzursuzluk, kutuplaşmalar, istikrarsız iktisat ve iklim krizi üzere çalkantılı olayları göz önüne aldığımızda, üreten, çalışan insanların yıllık müsaadelerini kullanma motivasyonları da değişiyor. Evvelce yalnızca fizikî hastalıklar dahilinde müsaade alınırken şimdilerde insanların tükenmiş bir halde kendilerini işe gitmek için zorladıklarını, bilhassa ülkemizde ruhsal sıhhatleri için adım atmadıklarını görüyoruz.” dedi.

İNSANLAR UMUTSUZ BİR HALDE HAYATINI SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIYOR

Beşerler toplu taşıma araçlarında, meydanlarda, sokaklarda umutsuz bir formda gündelik hayatını sürdürmeye çalıştığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, şöyle devam etti:

“Ancak bu durum sanılanın bilakis verimli bir üretim ve memnun bir toplum geleceği için bir tehdit. Toplumsal olarak keyifli bir gelecek için bugün tüm kurumlarımızın çalışanların ruh sıhhati için adım atması ve ruh sıhhatini müdafaaya yönelik müsaade uygulamaları başlatması gerekiyor. Bugün mutsuz bir çalışan, saatlerce ofiste otursa üretken olamaz, yaratıcılık körelir, yapılan işlerde yanılgı oranı artar. Tükenmişlik sendromu vakit zaman herkesin yaşayacağı bir süreçtir. İşte tam da bu periyotlarda kurumlar çalışan psikolojisini önemsemeli ve gereken adımları atmalıdır.” diye konuştu.

KUŞAKLARARASI FARKLILIKLAR ÇALIŞMA HAYATINDA DA ÖN PLANA ÇIKIYOR

Kuşaklararası farklılıkların çalışma hayatında da ön plana çıktığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Hatırlamak gerekirse X nesli 1965-1979 yılları ortası doğan, Y nesli ise 1980-1999 yılları ortasındaki nesil. X nesline baktığımızda, iş ömründe sadık, tıpkı işte uzun yıllar çalışabilen, âlâ meslek gayesinde olan bireylerdir. Toplumsal sıkıntılara karşı hassas, iş motivasyonları yüksek ve otoriteye saygılılar. Y nesli ise dünyada tesir yaratmak isteyen, iş ve özel hayat istikrarını kurmayı amaçlayan, X neslinin bilakis hayatı yaşayabilmek için çalışmayı amaçladıkları araştırmalarla ortaya konmuştur. Y nesli için çalışmak bir maksat değil; sevdikleri ile vakit geçirmek, gezmek, kazandıkları parayı harcamak için bir araç olarak görülüyor.” dedi.

Y NESLİ UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ SEVMİYOR

Bu nedenle mesai saatleri sonrası devam eden rutin ve uzun çalışma saatleri, hafta sonu ek çalışmaların Y Nesli üyelerinin işten uzaklaşmasına neden olduğunu lisana getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, şunları kaydetti:

“Y nesli aile ve özel hayat istikrarını kurmaya çalışıyor. Lakin bir yandan bilhassa bayanların iş hayatındaki yerinin artması, lakin konut içi iş yükünü aile üyeleri ile paylaşmamaları tükenmişlik seviyelerini arttırıyor. Erkeklerde bunun düşük olmasının nedeni, erkeğin kamusal alanda faal olması ve yalnızca bu sorumlulukla yaşaması.”

X NESLİ, Y JENERASYONU ÇALIŞANLARINA NAZARAN RUHSAL OLARAK DAHA DAYANIKLI

Kadın çalışanların hem iş yerinde hem meskende çalışmalarının ruh sıhhatini olumsuz etkilediğini tabir eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Bu çerçevede aile içi dinamikler düzenlenmeli, bir aileyi oluşturan tüm fertler mesken ortamında eşit sorumluluk almalılar.” dedi.

Yapılan çalışmaların X jenerasyonunun, Y nesli çalışanlarına nazaran ruhsal olarak daha sağlam olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, X jenerasyonunun çok çalışarak muvaffakiyete ulaşabileceklerine dair inançlarıyla işlerine bağlılık gösterdiklerini, Y neslinin ise teknolojik imkanların daha gelişmiş olduğu bir ortamda büyümelerine karşın, globalleşen dünyada rekabet etme zorunluluğuyla karşı karşıya olduklarını ve bu nedenle, ruhsal dayanıklılık açısından X jenerasyonu avantajlı pozisyondayken Y jenerasyonunun daha dezavantajlı olduğunu anlattı.

YILLIK MÜSAADELER ARTIK YALNIZCA EVLİLİK, MEVT, FİZİKÎ HASTALIK ÜZERE BAHİSLERDE OLMAMALI

Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Bu sonuçlar ışığında nesiller ortası farklılaşma olmakla birlikte genel olarak çalışanların ruh sıhhatine yapılan yatırımın şirketlere ve ülkemize olumlu dönüşlerinin olacağını vurgulayabiliriz. Yıllık müsaadeler artık yalnızca evlilik, mevt, fizikî hastalık üzere bahislerde olmamalı, çalışanlar açık bir formda tükenmiş hissettiklerini ya da farklı bir ruhsal periyottan geçtiğini tabir edebilmeli ve gerektiğinde kendilerini şarj edebilmeleri için ruh sıhhati müsaadesi alabilmelidirler.”