ANKARA (İGFA) – Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan’ı son ziyareti sırasında Miçotakis ortasında imzalanan Dostça Alakalar ve Düzgün Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi sonucunda iki taraf da dostça bağlantıları ve barış içinde bir ortada yaşama konusunda kararlı olunduğunu beyan etmişti.
Ancak her iki taraf da iki ülke ortasındaki tartışmalı bahislerin kısa müddette çözülmesini beklemenin mümkün olmadığı bildirisini da vermişti. Son olarak Yunanistan, Atina’da 16-17 Nisan’da 9’uncusu gerçekleştirilen Okyanusumuz Konferansı (OOC) kapsamında biyolojik çeşitliliği ve deniz ekolojisini korumak gayesiyle biri İyon Denizi’nde, oburu de Adalar Denizi’nde olmak üzere 2 deniz parkı ilan edeceğini açıklamıştı.
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), mevzuyla ilgili Global Gazeteciler Kurulu Yaygın Medya Meclis Lider Yardımcısı Dr. Esra Karahindiba’ya yapmış olduğu açıklamada Türkiye ve Yunanistan’ın Ege Denizi’nin korunması için işbirliği yapması gerektiğini söyledi.
Ege Denizi’nde önerilen dört muhafaza yahut deniz parkı alanının öncelikle korunması için işbirliği gerektiğini belirten TÜDAV bilim insanları, Ege Denizi’nin son vakitlerde başta kirlenme, çok avcılık, yabancı cinsler ve iklim değişikliği üzere etkenler nedeniyle biyoçeşitliliği tehdit altında olan bir deniz olduğunu vurgulayarak bu denize karşılıklı olarak kıyısı olan iki ülke Türkiye ve Yunanistan’ın işbirliği yapması gerektiğini düşünüyor.
1988’de başlayan ikili işbirliği çalışmaları çerçevesinde, 2000 yılında iki ülke etraf meseleleri konusunda işbirliği muahedesi imzaladığını hatırlatan TÜDAV, Ege Denizi’nde dört adet deniz müdafaa alanı teklifinde bulunuyor ve bu alanların ilanı için işbirliği ve bu hususta ortak bir çalışma kümesinin kurulmasını öneriyor.
DENİZ MÜDAFAA ALANI YAHUT DENİZ PARKI İLAN EDİLMESİ ÖNERİLEN ALANLAR
İki ülkenin de taraf olduğu Barselona Kontratın Akdeniz’de Özel Müdafaa Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe Ait Protokolüne nazaran iki kıyıdaş ülkeden biri müdafaa alanı ilanı etmeden tarafların iş birliği daveti yapması gerektiğini belirten TÜDAV, iki ülkenin işbirliği yapmak için hukuksal temellerinin de hazır bulunduğuna dikkat çekiyor.
TÜDAV Yönetim Kurulu Lideri ve İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk, “Ege açık Denizi’nde deniz muhafaza konusunda samimi işbirliği yapmaları iki ulusun da yararına olacaktır. Böylece 2030 yılına kadar kıyı ve denizlerin %30 oranında korunması sağlanabilir. Türkiye 2013 yılında Kıbrıs adasından daha büyük bir alanı, Finike Denizaltı Dağları bölgesini muhafaza alanı ilan etmiştir. Bu alan Doğu Akdeniz’de tek açık deniz muhafaza bölgesidir ve 40 kadar denizel tıbbın korunması için efor sarf edilmektedir. Birebir şey, Ege Denizi’nde ortak olarak yapılabilir.” diye konuştu. Öztürk, Ege Denizi’nin tek bir ülkeye ilişkin olmadığının altını çizerek ortak akıl biyolojik çeşitlilik ve canlı kaynakların korunması için işbirliği yapılması gerektiğini söyledi.