bursa (igfa) – Türkiye’de yazılım ve bilişim kesimi, yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi ve AR-GE faaliyetlerinin ağır olarak yapıldığı kıymetli bir kesimdir. Bu bölümde çalışan AR-GE işçileri için sağlanan vergisel avantajlar ve fiyat istisnaları, hem şirketler hem de çalışanlar için kıymetli bir mevzudur. Son periyotta ise bu istisnalar için gündeme gelen üst sonlar, tartışmaları da beraberinde getirdi.
Konuya ait değerlendirmelerde bulunan Bursa merkezli Bilişim Bölümü İş İnsanları Derneği’nin (BİSİAD) Başkanı İdris Doğrul, Türkiye’de bilişim ve yazılım dalının, son yıllarda süratle gelişen ve değer kazanan bir bölüm olarak öne çıktığını söyledi.
Bu dalda faaliyet gösteren firmaların vergisel açıdan karşılaştığı düzenlemelerin ve yeniliklerin, kesimdeki oyuncular için büyük ehemmiyet taşımakta olduğunu belirten Doğrul, “Türkiye’deki bilişim ve yazılım dalı, dinamik vergi düzenlemeleri ve teşviklerle desteklenen kıymetli bir kesimdir. Kesimde faaliyet gösteren firmaların, vergi mevzuatına ahenk sağlamaları ve teşviklerden azamî seviyede faydalanmaları, rekabet güçlerini artırmak için kritik değere sahiptir” dedi.
Yazılım ve bilişim dallarının; yönlendirici ve sürükleyici güç, devletler için de ekonomik büyümede vazgeçilmez ulusal ve stratejik güç pozisyonuna geldiğine işaret eden BİSİAD Başkanı İdris Doğrul, şu açıklamalarda bulundu:
“Bu kesimler; kamunun, ulusal güvenliğin en kıymetli bileşeni haline gelmiştir. Bu, yalnızca ekonomik bir tercih değil, tıpkı vakitte ulusal bir mecburiyet olmuştur. Son günlerde, ülkemiz gündeminde ve basında yer alan vergi konusundaki düzenlemelerin bilişim ve yazılım bölümü ile ilgili kısmında Teknoparklarda ve AR-GE Merkezlerinde uygulanmakta olan Teknokent yarar istisnasının kaldırılması ve AR-GE işçisine uygulanan fiyat istisnasına üst limit getirilmesinin yer aldığı görülmektedir. Tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de ehemmiyeti giderek artan bilişim ve yazılım bölümündeki firma ve çalışanlarının elde ettiği bu çıkar istisnasına yönelik getirilecek bir sınırlamanın, kesimdeki beyin göçünü hızlandıracağı, nitelikli insan gücü kaybına yol açacağı ve münasebetiyle bölümümüzde geri dönüşü olmayacak formda yıkıma yol açacağı düşünülmektedir. Bu doğrultuda, gündeme gelen düzenlemede yer alan bahislere yönelik korkularımızı kesimimiz ve ülkemiz açısından lisana getiriyoruz.”